9786053146132
545213
https://www.maltepekitabevi.com/devlete-karsi-toplum
Devlete Karşı Toplum
140.40
Nüfuslari kirk ila birkaç bin kisi arasinda degisen yüzlerce kabilenin, Güney Amerika kitasinin her metre karesini kullanarak ve ekolojik ortamla tam bir uyum içinde sürdürdükleri yasam biçimini ilkel olarak nitelendirmek istila ve katliamla ele geçirdikleri kitayi hizla tahrip eden Batililarin yasamini ise uygar addetmek, inandiriciligini çoktan yitirdi. Fransiz antropolog Pierre Clastres sayesinde, ilkel toplum ile uygar toplum arasindaki ayrimi, devletsiz toplum ile devletli toplum arasindaki ayrim olarak okumak gerektigini artik ögrenmis bulunuyoruz. Bugün, devletsiz toplum ile devletli toplum arasindaki derin uyusmazligi her yönüyle ortaya koyabiliyor ve buradan devlete karsi toplum lehine birtakim sonuçlar çikarabiliyorsak, bunu Clastres'in antropoloji ile siyaset felsefesini büyük bir ustalikla harmanlayan gözü pek girisimine borçluyuz. Devlet, despotluk ve kiliseden habersiz; çevreyle uyumlu ve ihtiyaçlari ölçüsünde bolluk içinde yasayan ilkel toplum; devletli toplumlarin Bir'e, iktidara tapan, kiyici, hosgörüsüz, tahakkümcü zihniyetine, 20. yüzyila kadar nasil direnebilmis ve ayakta kalabilmisti? "Söz"ün gücüne büyük önem veren ve iktidarin, esitsizligin kokusunu alir almaz, peygamberlerinin pesine takilip Kötülügün Olmadigi Ülke'yi aramaktan çekinmeyen bir toplumun bilgeligi nereden kaynaklaniyordu? Bu toplum, esitsizligi, despotun iktidarini önlemeyi ve bütünlügünü korumayi nasil basarmisti? Ve hangi talihsiz, önlenemez noktada, ilkel toplum, uygar dedigimiz bugünkü devletli topluma dönüstü? Clastres'a göre, devletin kökeni bilmecesinin çözümü, kaos-doga-iktidar iliskisine atfedilen anlamda yatiyor. Ilkel ya da devlete karsi toplum, iktidari, doganin bir benzeri, toplumu kaosa sürükleyebilecek, kontrol edilemez, olumsuz bir güç olarak belirlerken; uygar ya da devletli toplum, iktidari doganin kaosuna son verebilecek, onu kontrol altina alabilecek, olumlu bir güç olarak gördü. Ilkel toplum, dogayi mitsel-dinsel bir çerçeve içine hapsederek zararsiz hale getirmeye çalisirken; uygar toplum, dogayi iktidar ve devlet araciligiyla bir köleye dönüstürdü ve sonunda tahrip etti. Doganin kaosundan kurtulmaya çalisan uygar toplum, simdi kendi yarattigi uygarligin kaosuna batmis bulunuyor. Bu durumda bir kez daha sormak istiyoruz: Vahsiler mi daha bilgeydi, biz mi daha bilgeyiz?(Tanitim Bülteninden)
Nüfuslari kirk ila birkaç bin kisi arasinda degisen yüzlerce kabilenin, Güney Amerika kitasinin her metre karesini kullanarak ve ekolojik ortamla tam bir uyum içinde sürdürdükleri yasam biçimini ilkel olarak nitelendirmek istila ve katliamla ele geçirdikleri kitayi hizla tahrip eden Batililarin yasamini ise uygar addetmek, inandiriciligini çoktan yitirdi. Fransiz antropolog Pierre Clastres sayesinde, ilkel toplum ile uygar toplum arasindaki ayrimi, devletsiz toplum ile devletli toplum arasindaki ayrim olarak okumak gerektigini artik ögrenmis bulunuyoruz. Bugün, devletsiz toplum ile devletli toplum arasindaki derin uyusmazligi her yönüyle ortaya koyabiliyor ve buradan devlete karsi toplum lehine birtakim sonuçlar çikarabiliyorsak, bunu Clastres'in antropoloji ile siyaset felsefesini büyük bir ustalikla harmanlayan gözü pek girisimine borçluyuz. Devlet, despotluk ve kiliseden habersiz; çevreyle uyumlu ve ihtiyaçlari ölçüsünde bolluk içinde yasayan ilkel toplum; devletli toplumlarin Bir'e, iktidara tapan, kiyici, hosgörüsüz, tahakkümcü zihniyetine, 20. yüzyila kadar nasil direnebilmis ve ayakta kalabilmisti? "Söz"ün gücüne büyük önem veren ve iktidarin, esitsizligin kokusunu alir almaz, peygamberlerinin pesine takilip Kötülügün Olmadigi Ülke'yi aramaktan çekinmeyen bir toplumun bilgeligi nereden kaynaklaniyordu? Bu toplum, esitsizligi, despotun iktidarini önlemeyi ve bütünlügünü korumayi nasil basarmisti? Ve hangi talihsiz, önlenemez noktada, ilkel toplum, uygar dedigimiz bugünkü devletli topluma dönüstü? Clastres'a göre, devletin kökeni bilmecesinin çözümü, kaos-doga-iktidar iliskisine atfedilen anlamda yatiyor. Ilkel ya da devlete karsi toplum, iktidari, doganin bir benzeri, toplumu kaosa sürükleyebilecek, kontrol edilemez, olumsuz bir güç olarak belirlerken; uygar ya da devletli toplum, iktidari doganin kaosuna son verebilecek, onu kontrol altina alabilecek, olumlu bir güç olarak gördü. Ilkel toplum, dogayi mitsel-dinsel bir çerçeve içine hapsederek zararsiz hale getirmeye çalisirken; uygar toplum, dogayi iktidar ve devlet araciligiyla bir köleye dönüstürdü ve sonunda tahrip etti. Doganin kaosundan kurtulmaya çalisan uygar toplum, simdi kendi yarattigi uygarligin kaosuna batmis bulunuyor. Bu durumda bir kez daha sormak istiyoruz: Vahsiler mi daha bilgeydi, biz mi daha bilgeyiz?(Tanitim Bülteninden)
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 140,40 | 140,40 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.